SOVYETLER’İN KANLI MİRASI: KARABAĞ

 

SOVYETLER’İN KANLI MİRASI: KARABAĞ

Şu anda en önemli gündem maddesi olan Karabağ sorunu ve Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarının tarihsel sürecine ve nedenlerine gelin birlikte bir göz atalım isterseniz.

Karabağ adına ilk olarak 12. Yüzyıl yazılı kaynaklarında rastlanmakta ve burasının bir türk yurdu olduğu da bilinmektedir. 1747’de merkezi Şuşa olan bir bağımsız Karabağ Hanlığı kurulmuştur. Daha sonraki yıllarda Rus Çarlığı’nın dönem politikaları sonucunda 1805’te hanlık kontrol alına alınmış, 1822’de ise tamamen Rus toprağı olmuştur. O tarihten itibaren Osmanlı, Rus ve İran topraklarından Karabağ’a ve o coğrafyaya bilinçli olarak bir Ermeni göçü başlamıştır. Öyle ki 1917’e kadar başlangıçta %75’e %25 Azerbaycan Türk’ü lehine olan nüfus dağılımı 1917’de tam tersine dönmüştür. 1. Dünya Savaşı devam ederken dağılan Çarlık yerine Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan bağımsızlıklarını ilan ettiler ama bunlar 1-2 yıl gibi kısa soluklu olmuştur. Sovyetler Kafkaslar’ı ‘parsellerken’ Karabağ’ı Azerbaycan’da özerk bir bölge olmak koşuluyla bıraktılar, ciğeri koklatıp vermemişlerdi.



1987’den itibaren Sovyet Rusya’nın çatırdama sesleri üzerine Ermenistan nüfus yoğunluğunu gerekçe göstererek Karabağ’ı kendisine bağlamak istedi. Karabağ Ermenileri ve Ermenistan Ermenileri yoğun gösteriler düzenlediler. Karabağ Sovyeti’nde (özerk meclis) bağlanma kararı alındı. (Mecliste 140 vekil varken 110’u ermenidir.) Bu karardan sonra da Karabağ Azerileri de protesto ve tepki gösterileri düzenlediler. Karabağ’da Azeri-Ermeni mahalli çapta çatışmalar başladı. Gittikçe büyüyen gösteriler nihayetinde Azerbaycan’a sıçradı. Bununla da kalmayarak olaylar bir Azerbaycan-Ermenistan savaşına dönüşmüştü. Kafkaslar’da fiili bir savaş yaşanıyordu.

Durum buyken Azerbaycan Yüksek Sovyeti’nde (parlamento) 1989’da kabul ettiği bir kanunla bağımsızlığını ilan etti ancak Sovyetlerden resmen ayrılmıyordu. Bu kanuna göre Azerbaycan kültürel, ekonomik ve sosyal olarak egemenliğe sahip, kendi milli bayrağı olan ve halkına da ‘Azerbaycan Türkü’ denen bağımsız ancak günümüz AB’ye bağlı ülkeler gibi SSCB’ye bağlı olacaktı. Azerbaycan’da bu gelişmeler üzerine Ermenistan’da da benzeri bir bağımsızlık hareketi baş gösterdi. Ermenistan Milli Cephesi kuruldu ve başına Levon-Ter Petrosyan getirildi.

Bu kıpırdanmaların üstüne Moskova araya girdi çözüm formülleri üzerine iki tarafla da görüşülmeye başlandı. Formüle göre Karabağ Azerbaycan topraklarında kalacak, özerk yapıya sahip olacak, bölgede yaşayan Ermenilerin hakları korunacak ve Sovyetler 5.000 kişilik bir askeri güç bulunduracaktı. Bu teklif iki taraf tarafından da kabul edilmedi. Bunun üzerine çatışmalar yeniden başladı.

KARABAĞ SAVAŞI (Şubat 1988-Mayıs 1994)

1988te başlayan çatışmalar SSCB’nin dağılmasından sonra çiçeği burnunda iki ülkenin fiili savaşına dönüştü ve bu savaşı kazanan haksız yere Karabağ’da bulunan ve hukuk tanımayan Ermenistan oldu. Bu savaş süresince Kara Ocak, Sumqayıt Pogromu, Kirovabad Pogromu gibi pogromlar (pogrom: bir topluluğu dinsel, etnik, kültürel açıdan yok etmeye çalışmak) Hocalı, Malıbeyli, Kuşçular ve Margha gibi de katliamlar yaşanmıştır. Maalesef bu üzücü hadiselerde mağdur olan taraf Azerbaycan Türkleri olmuşlardır. Şimdi ise başlıca katliamları, olayları ve harekatları detaylıca inceleyelim.


QARA YANVAR (KARA OCAK)

Etnik gruplar içerisindeki çatışmalar neticesinde Ermenistan’daki Azerbaycan Türkleri Azerbaycan’a, Azerbaycan’daki Ermeniler Ermenistan’a dönmeye zorlanmışlardı. Ocak 1990’da Karabağ’daki olaylardan dolayı Moskova bölgeyi asker göndererek kontrol altına alma yoluna gitmiş ve birçok Ermeni de buna sevinmiştir. Çünkü bölgeye gelen Sovyet Birliği MVD adı altında toplanmış ve çoğunluğu Ermeni kökenli askerlerdi. Azerbaycan Halk Cephesi Ermenistan’a gelen demiryolu kargo ve mallarına abluka uygulamaya başlamıştır. Ekonomisinin %85’i demiryolu ticaretine dayanan Ermenistan adeta felce uğramıştır. Demiryollarında yaşanan çatışmalar neticesinde tren ekipleri Ermenistan’a gitmeyi reddetmiştir.

SSCB’nin tutumuna karşı çıkan Azerbaycan halkı gösteriler düzenlemişlerdir. Bunun üzerine Gorbaçov (dönemin SSCB devlet başkanı) sıkıyönetim ilan etmiş ve MVD birliklerini Azerbaycan’a göndermiştir. Sokağa çıkma yasağına rağmen yaşanan çatışmalarda sadece 1 günde Bakü’de binlerce Azerbaycan Türk’ü şehit olmuş, 8 MVD askerleri de ölmüştür. Bu olaylar gelecekteki Azerbaycan-Rusya ilişkilerinin de temelini oluşturmuştur. Olay tarihe ‘Kara Ocak’ adıyla geçmiştir.

HOCALI KATLİAMI (25 Şubat 1992)

Karabağ’ın Hocalı kentinde 25 Şubat 1992’de bir gecede Sovyet 366. Motorize Piyade Alayı desteğindeki Ermenistan Silahlı Kuvvetleri tarafından Azerbaycan Türk’ü siviller katledilmiştir. Hocalı’da 10.000 nüfuslu bir yerleşim birimiydi ve 3.000 Türk yaşıyordu. Resmi rakamlar 613 olarak öne sürülse de gerçek rakamın 1.300 olduğu söylenmektedir. O gece kadın, çocuk, yaşlılar başta olmak üzere siviller katledilmişti. Tanık olan bir gazeteci şunları aktarmaktadır:

“Dağlık Karabağ’ın Hocalı kentinin düşüşünü bir gün boyunca yaşadım. Görüntülerle belgeledim ve video çekimleriyle bir günde 1.300 Azerbaycan Türk’ünün Ermeni çetecilerce öldürülüşünü bütün dünyaya duyurdum. Hocalı katliamı anlatılamaz bir vahşetti. Azerbaycan yönetimi ve Cumhurbaşkanı Ayaz Mütellibov, olayı dört gün boyunca kamuoyundan gizlemeye çalıştılar. Bütün Azerbaycan şok olmuştu. Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulmayı başaranlar; kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Agdam’a gelmeyi başardıklarında çoğunun ayakları donmuştu. Bazılarının ayakları ise kangrenden dolayı kesilmişti. Ermeniler vahşetin her türlüsünü sanki ibret olsun, örnek olsun diye yapmışlardı. İhtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri peynir gibi kesilmiş, bebeklerin kafa derileri yüzülmüştü. Hocalı ile Agdam arasındaki 12 kilometrelik orman boyunca cesetler dizilmişti.”

ŞUŞA MUHAREBESİ

Ermeni kuvvetlerinin savaşta kazandığı ilk kayda değer galibiyetidir. Şuşa’nın ele geçirilmesi Stepanakert’in (Hankendi) ele geçirilmesinin tek yoluydu. Dağlık bölgeden saldırıya başlayan 1.000 civarında Ermeni kuvvetine ağır toplarla karşılık vermeye çalışan Azerbaycan kuvveti başarılı olamamış ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır.


1992-1993-1994 yaz ve kış karşılıklı taaruzlarının neticesinde Karabağ Ermenistan kontrolüne girmiştir. Bu süreçte İran ve Türkiye’nin arabuluculuk girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ateşkes ancak dönemin Azerbaycan devlet başkanı Haydar Aliyev’in girişimleri sonucu olmuştur.

Mayıs 1994’te BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) Parlamentolar Meclisi, Rusya’nın inisiyatifinde ve Kırgızistan’ın ev sahipliğinde müzakereler düzenlendi. 16 Mayıs 1994’te ateşkes antlaşması imzalandı.

Ermenistan’ın Karabağ’daki varlığı hiçbir hukuksal güce dayanmamaktadır. BM kararıyla Karabağ bir Azerbaycan toprağı olmasına karşın herkesin gözleri önünde bir işgal bulunmaktadır. Elbet bu işgal son bulacaktır.

Yorumlar